Hafta Hafta Hamilelik

İkinci haftada olgunlaşmış olan yumurta, yumurtalık tarafından fallop tüpüne bırakılır. Olgunlaşma sürecini tamamlayan yumurta, hayatta kalan en canlı ve kaliteli spermi bekler.

Döllenme işlemi gerçekleştiği andan itibaren bebeğin cinsiyeti, göz ve saç rengi, deri yapısı ve vücut tipi genetik olarak belirlenir. Anne ve babadan gelen 23’er tane kromozam ile 46 kromozama sahip olan bebeğin genetik kaderi oluşmuştur. Artık embriyo olan bebek bu aşamada rahim duvarına tutunmaya çalışacaktır.

Dördüncü haftada önemli gelişmeler olmaktadır. Embriyo ikiye ayrılmakta; bir yarısı bebeğe besin ve oksijen sağlayan plesenta haline gelmekte, diğer yarısı da embriyo olarak büyümektedir. Beyin, omurilik, omurga gibi organların oluşacağı nöral tüp bu dönemde oluşmaya başlamaktadır.

Beşinci hafta, bebeğin ilk kalp atışlarının oluştuğu dönemdir. Birkaç hafta sonra kalp atışları ultrason ile duyulmaya başlanır. Embriyo üç katmanlıdır: Dış ektoderm (sinir sistemi, kulaklar, gözler, iç kulak ve bağ dokular), endoderm (akciğer, bağırsak ve mesane), mezoderm (kalp, dolaşım sistemi, kemik, kas, böbrek ve üreme organları)

Bebek epeyce büyümüştür, önceki halinin üç katıdır. Kalbi düzenli bir biçimde atmaktadır. Altıncı haftada bebeğin beyin yarıküreleri oluşmaya başlamıştır ve beyin dalgaları kaydedilebilir.

Bebeğin yüz bölgesi şekillenir; göz ve burun deliklerinin olduğu bölgeler, ağız ve kulaklar belirmeye başlar. Şeffaf kafatası oluşmuştur ve kafatasının içerisinde beyin görülmektedir. Beyindeki sinir hücreleri dakikada 100 bin hücre üretir. Bebek hareketlenmeye başlamıştır.

Büyüme süreci sürmektedir. Bebek artık öncekine göre dört katı büyüklüğe ulaşmıştır. Kulak, üst dudak ve burun ucu görülebilir, göz kapakları da şekillenmeye başlar.

Dokuzuncu haftada üreme organları, pankreas ve safra kesesi ile öteki yaşamsal organlar oluşmaya başlar. Baş kısmı vücudun yarısı olmuş ve göğsüne doğru sıkışmıştır. Parmaklar uzamaya başlamış, tırnaklar belirginleşmiştir.

Onuncu haftanın sonunda fetüs olan bebeğin elleri perdelidir, parmaklar ayrılmaya başlamıştır. İdrar üretmeye başlayan bebeğin kemikleri de sertleşmiştir. Beyin her dakika 250 bin nöron oluşturabilecek durumdadır.

Nefes almaya başlayan bebek, akciğerlerinin gelişmesine yardımcı olan amniyotik sıvıyı az miktarda yutmaktadır. Kulakları başının kenarlarına doğru ilerlemekte, baş orantısız büyüklüğünü korumaktadır.

Kasları artan bebek, tekme hareketleri yapmaya başlamıştır. Annenin elini karnına koyması ile bebek hareketlenir. Bebek, parmaklarını açıp kapamakta ve kıvırmakta, kol ve bacaklarını hareket ettirmektedir.

Hızla büyüyen bebeğin yüzü daha da belirginleşmiştir. Maviye veya yeşile benzer renge sahip olan gözler başın yanlarından önüne doğru geçmeye başlamıştır. Bu haftadan itibaren beden de büyümeye başlamıştır. Kolları uzayan bebek, ellerini ağzına götürmektedir. Vücudun işlevlerini yerine getirecek olan bütün temel organlar oluşmuştur.

Ağzı oluşmaya başlayan bebek emme refkleksi geliştirmiştir. Böylece çene ve yanaklar gelişmiştir. Erkek bebekte prostat oluşur, kız bebekte yumurtalıklar pelvise doğru ilerler.

Lanugo adı verilen ve vücut ısısını koruyan ince tüyler sırt, omuz, kulak ve alnı kaplamıştır. Vücut yağ depolayınca bu tüyler dökülecektir. Yüzünde mimikler oluşmaya başlamıştır.

İskelet sistemi kıkırdak yapı olmaktan çıkmış, kemikleşmeye başlamıştır. Ancak kemikler doğuma kadar esnekliğini korumaya devam edecektir. Göbek kordonu, bir adet damar ve iki atardamar tamamıyla olgunlaşmıştır. Kız bebeklerin yumurtalıklarında yüz binlerce yumurta oluşmaya başlamıştır.

Bebeğin vücut ölçüleri belli bir orana kavuşmuştur. Cilt buruşuk olmaktan çıkmış, vücut yağ depolamaya başlamış, ter bezleri gelişmiştir. Plesenta da bebek kadar büyümüştür ve atıkların uzaklaştırılması, karbondioksitin filtrelenmesiyle vitamin, mineral, protein, yağ ve oksijen alınmaya başlanmıştır.

Bebekle iletişim kurulabilir. Bebek gelişen kulakları ve sinileri ile sesleri algılayabilir. Yüksek olmadığı müddetçe bebeğe şarkı söylenebilir, onunla konuşulabilir.

Vücut, vernix caseosa adı verilen koruyucu tabaka ile kaplanır ve bu sayede bebeğin vücut ısısı düzenlenir. Söz konusu madde, cildi amniyotik sıvının vereceği zarardan korur. Bebeğin kalp atışları daha da güçlenmiştir.

Bebek, tekmeleme, dokunma, esneme gibi hareketler yapmaktadır. Saç, tırnak ve kaşları oluşmuştur.

Bebek yuttuğu amniyotik sıvı ile beslenmekte ve büyümektedir. Plesenta beslenmede büyük bir rol oynamaya devam etmektedir.

Opak bir cilt rengine sahip olan bebek yağ depolamayı sürdürmektedir. Olgunlaşan beyin hücreleri ve sinir uçları dokunma duyusunun hassasiyet kazanmasını sağlar. Vücudunu dokunarak hisseder. Kaşlar uzar, saçlar belirmeye başlar.

Beyin hücreleri hızla üremektedir ve bu sayede bebeğin hareketleri, duyuları ve nefes alma işlevleri kontrol altında tutulmaktadır. Akciğerlerde hava keseleri şişer, akciğerlerin genişlemesini sağlayan aktif madde üretilir.

Daha küçük olan bebek rahat hareket etmektedir. İşittiği sesler ya da karına dokunuş onu harekete geçirmektedir. İç kulağı gelişmiş, böylece denge kontrolü sağlayabilir duruma ulaşmıştır. Bu yüzden anne karnında farklı hareketleri rahatça yapabilir.

Daha küçük olan bebek rahat hareket etmektedir. İşittiği sesler ya da karına dokunuş onu harekete geçirmektedir. İç kulağı gelişmiş, böylece denge kontrolü sağlayabilir duruma ulaşmıştır. Bu yüzden anne karnında farklı hareketleri rahatça yapabilir.

Kalınbağırsakta ilk bağırsak hareketleri oluşmaya başlar. Mekonyum adlı kalın ve koyu kaka oluşur, bu da doğumdan az sonra atılır.

Düzenli biçimde uyuyan ve uyanık kalan bebek, tekme ve yumruk hareketlerini artırmış, kimi zaman da hareketsiz kalmaya başlamıştır.

Hıçkıran, parmağını emen bebek, her hıçkırmada annenin karnını hoplatır.

Bebek, kapalı olan göz kapaklarını açmakta, gözlerini kırpmaya başlamaktadır. Göz rengi oluşmaya başlasa da bir süre sonra değişebilir.

Güçlenen bebek, daha sıkı hareketlerde bulunur. Tekme ve yumrukların şiddeti artmıştır. Zeka gelişmekte, kişilik oluşmaya başlamaktadır. Damak tadına sahip olan bebek, farklı yiyeceklere karşı tepki vermektedir.

Annenin kilo almasına bağlı olarak bebek de kilo alır. Vücut sistemleri çalışır ve iç organların korunması için yağ depolanır. Büyüyen bebeğin hareketleri azalır.

Kilo almaya devam eden bebek, cenin durumundadır. Erkek bebeklerin testisleri kasık boyunca skrotuma dek ilerler, kızsa klitorisi oluşur.

Bu döneme kadar sağlıklı bir şekilde gelen bebek, bundan sonraki safhayı da aynı sağlık atmosferinde sürdürür ve hayatta kalır. Tüm organlar gelişmiştir, ancak akciğerlerin gelişmesi için bir miktar süreye gereksinim vardır.

Bebeğin hareketi azalmıştır. Annenin yeme içme alışkanlıklarına göre bebeğin hareketleri şekillenir.

Vernix tabakası kalınlaşarak bebeği korumaya devam eder ve bebeğin nemini artırır. Vernix tabakası kolların altında, kulakların arkasında ve kasık bölgesinde bulunmaktadır.

Bebek serviks ve vajinaya doğru aşağı yönlü bir yerleşim içerisindedir. Bebeklerin % 96’sı bu doğum pozisyonunu alır.

Yağ biriktiren bebeğin yüzü yuvarlaklaşmıştır. Yağlar, hem ısı dengesini sağlar hem de enerji deposu olarak kullanılır. Emme kasları gelişmiştir, bebek beslenmeye hazırdır.

Göbek kordonu aracılığı ile antikorlar bebeğe geçer. Antikorlar, bebeğin dışarı çıkınca hastalıklardan korunmasını sağlar. Bebek, başta annesi olmak üzere sesini sıkça duyduğu kimseleri tanır. Gözleri gelişi, parmakları sistematik olarak çalışır ve parmakları ile yüzünü ve ayak parmaklarını kavrayabilir.

Bebek artık doğuma hazırdır. Olası bir erken doğumda bebek, tüm vücut işlevleri ile yaşayabilir.

Ağırlığı 3, 3.5 kilo civarında olan bebeğin boyu 48-52 cm civarındadır. Bebeğin yaşayabilmesini sağlayacak kadar yağ vücutta bulunmaktadır. Bebek, besin ve antikor depolamaya devam etmektedir. Doğum için doğru pozisyonda olmayan bebekler için bazı uygulamalar yapılır ve bunlar iyi sonuçlar verir.

Bebeğin hareketleri, kas tonusu, nabzı, refleks ve mimikleri, cildinin görünümü  ve solunum fonksiyonu değerlendirilmelidir. Bu değerlerin üst noktada olması doğumun yaklaştığının habercisidir.

Bebek doğum için hazırdır.

Bebek kilo almaya devam etmektedir. Bebek 37. haftadan itibaren doğmaya hazırdır, ama bebeğin anne karnında geçirdiği her gün sağlığının artması anlamına gelir. Bu yüzden 42. haftada gerçekleşen doğum, hekimler tarafından daha fazla tercih edilir.